catsworldask - Kedi Tırmığı
   
  Ana Sayfa
  İletişim
  Ziyaretçi defteri
  Günlük
  Pet Arkadaş
  Petarkadaş Hakkında
  Bir Kedi Günlüğü
  Kedilerle Seyahat
  Kedi Ve Deprem
  Kedi Sözlüğü
  Kedi İsimleri
  Kedilerde AIDS
  Kedi Tırmığı
  Kediden Korkmak
  Yavru Kedi Bakımı
  Kedi ve Parazit
  Bir Kedinin Yaşam Evreleri
  Kedilerde Dengeli Beslenme
  Kedi Ve Oyun
  Kedi Yıkanır Mı, Yıkanmaz Mı?
  Kedi ve Hamilelik
  Kedinize Sürpriz!
  Forum


Gabriel Garcia Marquez’in veda mektubunu okuyordum.

Usta lenf kanserine yakalanmış ve artık son günlerin yakında olduğunun bilinci ile yaşama ve edebiyata vedayı kaleme almaya oturmuştu. Sonraki saatlerde internette gezindim, durdum. Kaç siteye girdim, fareyi kaç kere tıkladım bilinmez. İkinci sigara paketini açalı bir saati geçmişti ve çay bardağında kalan son damlaları da ağzımı ıslatmak için yudumladım. Hava aydınlanmak üzereydi. Büyük bir mutsuzlukla oturduğum masamdan neşe ile kalkabilirdim artık.Kanser değildim, sadece kedi tırmığı olmuştum ve doktorlar yanılmıştı.Tarot’un Şans kartı geliverdi aklıma. Turnike mutluluk tarafına dönmüştü.

İnanılır gibi değil ama bu öykü tamamıyla gerçek, sadece hastane ve doktor isimlerini saklı tutacağım. Banyo yaparken fark ettim. Sağ koltuk altımda iki beze oluşmuştu. Acaba dedim, ama üzerinde durmadım. Sonraki günlerde bezenin büyüdüğünü ve acı vermeye başladığını farkettim. Doktora gitmeye karar verdim. Doktor oldukça ünlü bir doktordu ve eski bir cumhurbaşkanımızın da doktoru olmakla edindiği bir ünü vardı. Durumumu anlattım, birlikte yaşadığım kedilerden bahsettim. Bir ultrason yapıldı. Enfeksiyon teşhisi konuldu ve Duocid denen antibiyotik verildi. Bitince kontrole gidecektim.

İki tüp Duocid’i bitirdim ve tekrar doktorun muayenehanesine gittim. Bezeler inmediği gibi büyümüş ve sertleşmişti. Doktorun telaşlandığını farkeder gibiydim. Gittiğim hastanede alışık olmadığım bir ilgi başladı. Tekrar ultrasona alındım. Bir kaç doktor daha geldi. Aralarında anlamadığım bir dilden konuşuyorlardı. Karar veremiyorlardı. Sevk kağıdımın üzerinde “lenfoma” yazılı idi ve yanına da kocaman bir soru işareti konulmuştu. Hiçbir ilaç verilmedi ve eve gidip bir hafta sonra gelmem tavsiye edildi. Durumda değişme olup olmadığını beklemeliymişim. Öyle de yaptım, ama önemsemediğim bu sağlık sorunumdan annemlere bahsettim. Bahsetmemle evin içi karıştı. Annem, babam ve ablam başka bir doktor için hemen randevu aldı.

Günlerden Cumartesi idi. Doktor bizi kabul etti. Ultrasonlara baktı ve kısa bir muayene yapıldı. Bu doktora da kedilerimi anlattım. Belki bir ilgisi olabilir diye düşünmüştüm. Doktor soğukkanlılıkla teşhis konusunda konuşmaya başladı. Üç ihtimal vardı : 1) Enfeksiyon 2) Lenf Kanseri 3) Zatüree. Sonra şöyle dedi : “1. ve 3. ihtimalin çok zayıf olduğunu söylemek zorundayım.” Yani bu lenf kanseri demekti ve ardından aynı soğukkanlılıkla lenf kanserine hastaların ne kadar iyi yanıt verebildiğini anlatmaya başladı. Yer ayağımın altından kayıyordu ama kendimi tutmak zorundaydım. Yüksek tansiyon hastası olan annemin yanakları kızarmaya ve kalp hastası olan babamın soluk alışı hızlanmaya başlamıştı. Doktordan nasıl çıktığımızı ve eve gelişimizi hatırlamıyorum desem yalan olmaz. Kimse konuşmuyor, konuşamıyordu. Herkes olayın önemini birbirinden saklamaya çalışıyordu. Pazartesi sabahı biopsi olacaktı ve biopsi raporunun alınması ile tam teşhis konulacaktı.

Annem ile babamı yalvar yakar evlerine gönderdim. Yalnız kalmak istiyordum, çünkü hayatımı alt üst edecek böylesi bir haberi henüz almıştım ve henüz nasıl mücadele edeceğimi bilmiyordum. Cumartesi ve Pazar’ı berbat geçirdim. Pazar gecesi artık lenf kanseri olduğuma ve bununla yaşamam gerektiğine (tabi yaşayabilirsem) kendimi ikna etmiştim. Bilgisayarın başına oturup lenf kanserini internetten araştırmaya karar verdim. Ne kadar ömür biçiliyordu, tedavi yöntemleri neydi vesaire bir sürü soru ile internette gezinmeye başladım. Gabriel Garcia Marquez’in veda mektubu dahil bir çok yaşanmış hikaye okudum ve hatta bu hastalığı geçirmiş Amerikalı bir beye e-posta gönderdim. Şaşılacak gibi ama bir kaç saat içinde de yanıt aldım. Beni teselli ediyor ve teşhisin doğru çıkmayacağına inanmak istediğini yazıyordu. Gece yarısını çoktan geçmişti. Amerikan Lenf Kanseri Hastaları Derneği’nin sitesinde küçük bir yazı dikkatimi çekti. “Lenf kanseri ile kedi tırmığı hastalığı karıştırılabilir.” Bu cümle ile araştırmalarımı “kedi tırmığı” üzerine yoğunlaştırdım. Nereleri gezmedim ki, tıp kitaplıklarını, dergileri, hastane forum köşelerini.. Şunu söyleyebilirim ki İngilizcem mükemmel olmasa da İngilizce tıp siteleri doktorlarımızın Türkçe’sinden daha anlaşılırdı. Sabaha karşı teşhisimi koymuştum. Neden mi?

• 1.5 aydır yavru kedilerim vardı ve acayip derecede pirelenmişlerdi. Ama henüz Front-line benzeri ilaçları bilmediğim için büyümeden pire temizliği yapmak yavrulara zarar verir diye bekliyordum. Yavru kediler her onlarla oynadığımda ellerimi bir güzel ısırıp çiziyorlardı.

• Kedi tırmığı hastalığı pirelerden kedilere, kedilerden insanlara geçiyordu. Kediden kediye, insandan insana geçmiyordu.

• Kedi tırmığı basit bir enfeksiyondu ve aslında Anadolu’da hayvanlarla uğraşan insanların sıkça geçirdiği bir rahatsızlıktı.

• Hastalığın en çok görüldüğü aylar Ağustos-Eylül ayı idi. Yani kedi yavrularının en fazla sayıda görüldüğü ay oluyordu ve biz Eylül’de idik.

• Kedi tırmığı hastalığında ateş düşüklüğü oluyordu ve optik sinir sistemini etkilerse gözde zaman zaman bulanma yaşanabiliyordu. Ateşimi ölçtüm 34,5’tu. Olması gerekenden yani 2 derece düşüktü. Gerçekten de bir kaç haftadır gözümde bir bulanma farkediyordum. Gözlerimin fazla çalışmaktan yorgun düştüğüne yormuştum.

• Bana verilen ilaç Duocid idi, ama bu antibiyotik kedi tırmığı için uygun ilaç değildi. Verilmesi gereken Klacid idi. Antibiyotik almış olsam da doğru antibiyotik kürü uygulanmadığı için enfeksiyon azalmamıştı.

• Öte yandan kedi tırmığı gibi bir hastalık için biopsi yapılmasının ciddi yan etkileri olabilir ve kronik lenf bezi enfeksiyonlarına davetiye çıkarılabilirdi.

Tüm okuduklarımı not aldım. Artık rahatlıkla uyuyabilirdim. Güzelce de uyudum. Kalktığımda ilk iş ailemi aramak oldu. Telaş etmemelerini ve bulduklarımı anlattım. Bana inanmak istiyorlardı ama ben doktor değildim. Ablam ile biyopsi için verilen saatte doktora gittik. Doktor telaşla yanımızdan geçerken ona bir kaç şey söylemek istediğimizi belirttim. “Ben biyopsi için hazırlıkları başlatıp geliyorum” dedi ve zamanı verimli kullanmamızı rica etti. Odasında beş dakika içinde bulduklarımı ve kaynaklarımı anlattım, amacımın ukalalık olamadığını da nedense belirtmek ihtiyacı duyarak. Doktorum kısa bir tereddüt yaşadıktan sonra, ilk kez samimi bir ifade gösterdi ve anlattıklarımı ciddiye aldığını söyleyerek bir mikrobiyolog arkadaşını aradı. Sağlık hikayemi ve anlattıklarımı harfiyen telefondaki mikrobiyologa iletti.Mikrobiyologun sesini biz de duyabiliyorduk. “Adamı boşu boşuna kesmeyin. Haklı. Kedi tırmığı olmuş. Klacid verin.” dedi. Doktorum denileni aynen yaptı.. Ama işin ilginç tarafı ateşimi ölçmek gereği duymadı. Yani kedi tırmığı belirtilerini kendi de teyit etmek isteyebilirdi. Her neyse. Reçete yazıldı ve gerçekten de hastalık bir hafta sonra geçiverdi. Doktorun odasından nasıl çıktık bilmiyorum ama ablam müjdeli haberi annemlere iletirken hala sevincinden ağlıyordu. Ben ise şaşkın bir mutluluk içinde kendimi acayip hafiflemiş hissediyordum.

Bu yazıyı yazmaktaki amacım kesinlikle ülkemizin zor koşulları altında çalışan tıp adamlarını/kadınlarını yermek ya da küçümsemek değil. Ayrıca hepimiz ülkemizin sağlık koşullarını biliyoruz ve doktorlarımızın ne kadar özveri ile çalıştığını da. Ama galiba hastaların hikayesini tam dinlemek ve biraz araştırma yapmak gerek. Yazıyı yazmaktaki en temel amacım kedi tırmığı hastalığı konusundaki bilgisizliği azaltabilmek ve benim gibi benzeri sıkıntı yaşayabilecek kişilere bir öngörü sağlayabilmekti. Sadece söyleyeceğim buydu. Umarım okuyanlar için faydalı olmuştur.

Önemli Not : Şayet kedi sahibi iseniz veya kedilerle temas edip sizde benzeri sağlık sorunları söz konusu ise lütfen bu yazının etkisinde kalıp doktor kontrolü olmadan yine de bu yazıda geçen ilaçları kendi kendinize kullanmayınız. Herşeye karşın bir tıp adamından profesyonel yarım almalısınız.

   
Bugün 12 ziyaretçi (21 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol